154 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği (Hazine Taşınmazlarında İşgalin Giderilmesi)

T.C. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI Millî Emlâk Genel Müdürlüğü

SAYI : Mile 2. Şb. 3314 – 4663/28936                                              ANKARA 2 EYLÜL 1989

KONU: İşgal ve Tecavüzlerin Giderilmesi

Sıra No: 154

…………………………………… VALİLİĞİNE

Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin, değişik nedenlerle ve çeşitli biçimlerde işgal ve tecavüze uğradığı illerden alınan yazılardan ve basında çıkan haberlerden anlaşılmıştır.

Devlete ait bir taşınmaza yapılan işgal, tecavüz veya müdahaleler, etkin bir biçimde giderilmediği takdirde, o taşınmaza ya da çevresindeki taşınmazlara yapılan işgal veya tecavüzler artmakta ve zamanla önlenmesi büyük sorunlar yaratmaktadır. Bu nedenle, Devlete ait taşınmaz mallara yapılan işgal ve tecavüzlerin vakit geçirilmeden giderilmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen işgal ve tecavüzlerin giderilmesi için bu güne kadar çeşitli yasalar çıkarılmış, işgal ve tecavüz edenlerin cezalandırılması için bazı yaptırımlar getirilmiştir. Daha önce, yayımlanan 8/2/1979 gün ve 96, 24/4/1981 gün ve 111 sıra sayılı genel tebliğlerimizde Hazineye ait arazi ve arsalar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere yapılan işgal ve tecavüzlerin önlenmesi için yapılacak işlemler açıklanmıştı.

Ancak, son günlerde Hazineye ait taşınmaz malların işgallerinde artış gözlendiği, aradan geçen zaman içinde anılan kanunlarda değişiklik olduğu ve işgal veya tecavüzleri önleyen yeni kanunlar yürürlüğe  girdiği için konunun yeniden açıklanmasına gerek duyulmuştur.

I – Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlere yapılan işgal veya tecavüzlerin giderilmesine ilişkin hükümler taşıyan kanunların ilgili maddeleri aşağıdadır.

1 – Anayasanın 43 üncü maddesi:

Anılan maddeye göre; ” Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.

Anayasamızın bu maddesine dayanılarak çıkarılan 27/11/1984 gün ve 3086 sayılı Kıyı Kanunu, Anayasa Mahkemesinin 25/2/1986 gün ve E. 1985/1; K. 1986/4 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Bu konuda yeni bir yasal düzenleme henüz yapılmadığından, kıyıların kamunun yararlanmasına açık tutulması, hiç bir şekilde işgal ve tecavüzlere izin verilmemesi gerekir.

2 – 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesi:

Söz konusu madde hükmü aynen şöyledir:

“Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine fuzulî şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle 13 üncü maddesinde gösterilen komisyonca takdir ve tespit edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzulî şagilin kusuru aranmaz.

Ecrimisil fuzulî şagil tarafından rızaen ödenmez ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır.

İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek idareye teslim edilir.”

Bu madde hükmü uyarınca, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler en kısa sürede mahallen tesbit edilerek, işgalde olanların tahliyesinin sağlanması amacıyla defterdarlık veya malmüdürlüklerince mülki idare amirliklerine derhal başvurulmalıdır. Bu işle ilgili giderler Bakanlığımız bütçesinden karşılanır.

3 – 20/7/1966 tarih ve 775 sayılı Gecekondu Kanununun 18. ve 37. maddeleri:

Anılan Yasanın 18. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında şu hükümler yer almaktadır.

“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak, daimî veya geçici bütün izinsiz yapılar, inşa sırasında olsun veya iskân edilmiş bulunsun, hiç bir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye ve Devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır.

Yıkım sırasında lüzum hasıl olduğunda, belediyeler ilgili mülkiye amirlerine başvurarak yardım isteyebilirler. Mülkiye amirleri, Devlet zabıtası ve imkânlarından faydalanmak suretiyle, izinsiz yapıların yıkımı konusunda yükümlüdürler…”

775 sayılı Gecekondu Kanunun 37. maddesi, Kanuna aykırı hareket edenlere verilecek cezalara ilişkindir. Anılan maddenin 1. fıkrasında aynen “… bu Kanunun yayımından sonra belediye sınırları içinde veya dışında belediyeler, Hazineye, özel idarelere veya katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalar üzerinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde izinsiz yapı yapanlar, yaptıranlar, bu gibi yapıları satanlar, bağışlayanlar, rehin edenler veya diğer şekillerde devredenler ve bilerek devir ve satın alanlar, fiilin ağırlık derecelerine göre 3 aydan 1 yıla kadar hapis ve… ağır para cezası ile cezalandırılırlar. Bu suçların tekerrürü halinde cezalar bir misli artırılabilir…” denilmektedir.

Yukarıdaki cezaî maddenin uygulanmasında, 24/2/1984 gün ve 2981 sayılı Kanunun 23/5/1986 gün ve 3290 sayılı Kanunla değişik 14/f maddesi gözönünde tutulmalıdır.

Bu maddeye göre;

– 10 Kasım 1985’ten önce bütün Türkiye”de yapılan yapılar,

– 2 Haziran 1981’den önce İstanbul Boğazı sahil şeridi ile öngörünüm bölgesinde ve Çanakkale Boğazında yapılan yapılar,

2981 sayılı Kanundan yararlandıkları takdirde yıkılmazlar.

Bu tarihten sonra yapılan tüm yapıların 775 sayılı Kanuna göre yıktırılması gerekir.

Ancak, belirtilen tarihlerden sonra yapılan gecekondular için söz konusu 37. madde uygulanabilir.

4 – 4/12/1984 gün ve 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun:

3091 sayılı Kanun, gerçek ve tüzel kişilerin zilyed bulunduğu taşınmaz mallarla kamu idareleri, kamu kurumları ve kuruluşları veya bunlar tarafından idare olunan veya Devlete ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlere veya menfaati umuma ait olan taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahalelerin, idarî makamlar tarafından önlenmesi suretiyle tasarrufa ilişkin güvenliği ve kamu düzenini sağlamak için çıkarılmıştır. Ayrıca, Kanunun uygulanma şekil ve esaslarını göstermek üzere 31 Temmuz 1985 gün ve 18828 sayılı Resmî Gazete’de bir Yönetmelik yayımlanmıştır.

Kanunun 3. maddesinde başvuruya yetkili kişiler, 4. maddesinde başvuruda süre konusu açıklığa kavuşturulmuştur. Ayrıca, Kanuna aykırı hareket halinde verilecek cezalar 15. maddede gösterilmiştir.

5 – 743 sayılı Medenî Kanunun ilgili hükümleri:

A – Medenî Kanunun 618. maddesine göre; bir şeye malik olan kimse, haksız olarak o şeye müdahale eden kişiye karşı müdahalenin giderilmesi için dava açabilir.

B – Medenî Kanun’un 648. maddesinin 2. fıkrasında “Eğer bina arsa sahibinin rızası olmaksızın levazım sahibi tarafından yapılmış ise kâl’i fahiş bir zararı müeddi olmadıkça arsa sahibi kâl’ini isteyebilir ve masarifi levazım sahibine ait olur”. hükmü vardır.

Yukarıda değinilen 618. maddeye göre her türlü müdahalenin giderilmesi 648/2. maddeye göre de, eğer müdahaleye uğrayan taşınmaz üzerinde inşaat yapılmış ise yıkılması (kal’i) açılacak bir dava ile mahkemeden istenebilir.

C- Medenî Kanunun 896. maddesi hükmü uyarınca bir şeye zilyed bulunan kimse, zilyedliği tecavüze uğradığı takdirde, tecavüz eden o şey üzerinde bir hak iddia etse bile zilyed onun aleyhinde dava açabilir. Dava tecavüzün refine sebebinin men’ine ve zararın tazminine ilişkin olabilir.

Bu hükme göre de; Hazine, Devlete ait taşınmaz mallara yapılan işgal veya tevavüzlerin giderilmesini mahkemeden isteyebilir. Bu hükme dayanarak, kendilerine taşınmaz mal tahsis edilen idarelerin de tahsisli taşınmaza yapılan işgal veya tecavüzlerin giderilmesi için mahkemeye başvurmaları gerekir.

6 – Türk Ceza Kanununun 513-515. maddeleri:

Türk Ceza Kanununun 9/7/1953 tarih ve 6123 sayılı Yasayla değişik 513. maddesi, hakkı olmayan yerlere tecavüz edenlere verilecek cezayı göstermektedir. Kanunun 514 ve 515. maddelerinde ise, verilecek cezayı ağırlaştıran haller belirtilmektedir.

513. madde aynen şöyledir: ” Her kim, başkasının mutasarrıf olduğu emlâk ve araziyi tamamen veya kısmen zapt ve tasarruf etmek veya bunlardan intifa eylemek için o arazi ve emlâkin hudutlarını değiştirir veya bozarsa iki aydan iki seneye kadar hapsolunur ve … liraya kadar ağır para cezası alınır.

Köy hükmî şahsiyetine ait olduğunu veya öteden beri köylünün müşterek istifadesine terkedilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi gayrimenkulleri kısmen veya tamamen zapt ve tasarruf eden veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar tatbik olunur.

Hakkı olmayan bir menfaat elde etmek için umumî veya hususî suların mecrasını değiştiren kimse hakkında da aynı ceza hükmolunur.”

Şunu önemle belirtelim ki, 4/12/1984 tarih ve 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun 15. maddesindeki cezalar ikinci tecavüz halinde verilir. Halbuki yukarıda değinilen T.C.K. nun 513-515. maddeleri ilk tecavüz halinde de uygulanabilir.

II – Tecavüz ve Müdahalelerin Önlenmesi İçin Uygulanacak Hükümlerde Öncelik Sırası:

Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmaz mallar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler, belediye ve mücavir saha hudutları içinde bulunsun bulunmasın işgal veya tecavüzlere uğradıklarında, yukarıda değinilen kanun hükümleri, aşağıda belirtilen öncelik sırasına göre uygulanmalı ve ilgililer hakkında gerekli cezaların verilmesi için, yetkili makamlara başvurulmalıdır.

1- Devlet Mallarına Yapılan İşgal ve Tecavüzlerin Önlenmesi İçin Uygulanacak Hükümler:

A- 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesi,

B- 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun,

C- 775 sayılı Gecekondu Kanununun 18. maddesi,

D- Yukarıda A – C maddelerinde yer alan idarî yollardan herhangi birinden sonuç alınamadığı takdirde Medenî Kanun,

hükümleri uygulanacaktır.

2- Cezaî Hükümlerin Uygulanması :

A- T.C.K. nun 513. maddesinde sayılan yerlere yapılan tecavüzlerde, tecavüz edenler bu maddeye dayanılarak cumhuriyet savcılıklarına duyurulmalıdır.

B- 3091 sayılı Yasanın uygulandığı hallerde, Kanunun 12. maddesine göre işlem yapılmak üzere, Kanunun 2. maddesi gereğince, ilde valiye, ilçelerde kaymakama başvurulmalıdır.

C- İdarî makamlara yapılan başvurulardan sonuç alınamadığı takdirde, Türk Ceza Kanununun 230. maddesine ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre, görevini yapmayan ve yetkisini kullanmayan ilgililer hakkında cezaî işlem yapılması amacıyla durum, soruşturma açmaya yetkili makamlar ile Bakanlığımıza bildirilmelidir.

III- Yürürlükten Kaldırılan Genel Tebliğler :

A- 9/2/1970 tarih ve 34, 8/2/1979 tarih ve 96 sıra sayılı Genel Tebliğler yürürlükten kaldırılmıştır.

B- Diğer tebliğlerin bu Tebliğe aykırı hükümleri uygulanmayacaktır.

Bilgi edinilmesini, gereğini, Devlet mallarının işgal ve tecavüzlerden korunmasına özen gösterilmesini ve Tebliğin ilinize bağlı ilçelere iletilmesini rica ederim.

Prof. Dr. Ekrem PAKDEMİRLİ, Maliye ve Gümrük Bakanı

DAĞITIM: Gereği İçin : Valiliklere, Kaymakamlıklara. Bilgi İçin : Bakanlıklar ile bağlı kuruluşlarına

İlk yorum yapan olun

Bir Cevap Yazın